Değişen zaman ve gelişen yeniliklerle yeni harcama trendleri ve zorunlulukları bireysel ekonomimizde daha detaylı inceleme yapmayı, harcamalarımızı gözden geçirmeyi ve kazandığımız paranın nerelere gittiğinin farkına varmanın önemini kavramayı gerektiriyor. Gider söz konusu olduğunda vergiler olmazsa olmazlardır. Bir devletin kendini idame ettirebilmesi ve ayakta kalması için vergiye ihtiyacı vardır.
Bu yazımızda küçük bir vergi incelemesi yapacağız.
Bir kişinin 3200 TL ve toplamda yıllık 38400TL brüt ücreti olsun.
Bu kişinin ödeyeceği gelir vergisi miktarı:
İlk beş ay için 2400 TL (%15)
5-10 Ay arasında 3200 (%20)
10-12 Ay Arasında ise 1728 TL (%27)
Toplam 7328 TL şeklindedir.
Yine bu kişi geliri üzerinden yıllık ortalama 360 TL damga vergisiyle vergilendirilir.
Bu vergileri topladığımızda, 7688 TL yani senelik brüt ücretin %20’si ne tekamül eder.
Geriye kalan 30712 TL’yi sadece giyim, barınma ve gıdaya harcadığı takdirde ödeyeceği KDV;
5528 TL’dir.
Bu kişinin ev sahibi, arabası olan , sigara ve teknolojik harcamaları olan bir kişi olduğunu düşündüğümüzde bu vergilere yenileri eklenecek ve vergi giderleri daha da artacaktır
Maaşını kazanma sürecinden başlayıp harcama sürecine kadar ödenen vergileri düşündüğümüzde bu kişi toplam 13216 TL vergi ödemiş, kazancının %34’ünü vergiye ayırmış ve çalıştığı 12 ayın 4 Aydan fazlasını vergi için çalışmış olacaktır.
Tabi bu hesabın içinde SGK pirimleri, İşsizlik kesintileri ( ~4606TL) ve AGİ dahil edilmemiştir.
Bu hesap çoğu kişi için can sıkıcı gibi görünürken asıl sorun gözden kaçabiliyor.
Verginin bir devletin ayakta durabilmesi için gerekli olduğunu söylemiştik ve vergi ödemek bir vatandaşlık görevidir.
Asıl sorun şu ki;
Doğumdan ölüme kadar, ekmekten suya kadar, herşeye vergi ödenmesi gerekiyor ise vergilerle işleyen bir okulda yetersiz öğretim, devlet hastanelerinde eksik yada yetersiz tedavi, devlet kurumlarında ilgisiz ve asık suratlı muamele ve diğer devlet kurumlarında izlenen “kendini halktan üstün görme “ düşünceleridir. Bunlar kabul edilemez şeylerdir. Bir çalışan yılının 4 ayını devletin bekası için feda ediyor ise bunun ona geri yansıması “en iyisi” olmalıdır.
Bir başka sorun ise adaletsiz vergilendirme.
Şöyle ki; vergilendirme az kazanandan az vergi, çok kazanandan çok vergi şeklinde olması gerekmesine rağmen bunun tam tersidir.
Bir işçi yukarıda saydığımız vergileri geri alamazken, işveren kendi harcamalarını masraf olarak göstererek vergi iadesi alabiliyor.
Aşağıda gösterilen örnek tabloda görüldüğü üzere 2009’da en fazla vergiyi çalışanların ödediği görülmektedir.
2009 Yılı
| |
Kurumların ödediği vergi
|
22.412.445.019
|
Gelir Ver.Mük. Ödediği vergi
|
5.099.634.137
|
Ücretlilerin Ödediği vergi
|
40.918.298.864
|
Peki ya bilinçsizlik!
Vatandaş gidiyor, maaşı benim vergilerimle ödeniyor ama hastama ilgi göstermedi diye doktor dövüyor.
Yada başka biri çıkıyor sokaklarda “hakkımızı isteriz diyerek yasadışı eylem yapıyor. Haklıyken neden haksız duruma düşüyorsun kardeşim!
Bir yangını söndürmek için aleve değil alevin kaynağına temasta bulunulmalıdır.
Bu kaynak devletin kendisidir. Halk bir devlet hizmetinde yetersizlik gördüğünde illegal yollar yerine yasal yollara yönelmelidir. Sorun ile alakalı kamuoyu oluşturulmalı, imza kampanyaları düzenlenmeli ve yetkili en üst düzey kişiyle iletişim kurulmalıdır.