Sinek Avlamak!
Türk Dil Kurumu’na göre, “müşterisi olmadığı için boş oturmak”, “iş yapamaz hale gelmek”, “yaptığı işten verim alamamak” gibi anlamlara gelen “sinek avlamak” deyimi, şüphesiz günlük hayatta en çok kullanılan deyimler arasındadır. Bilindiği üzere karşımıza çıkan atasözleri ve deyimler, gerçek hayatta yaşanmış olaylardan esinlenerek dilimize karışmıştır. Bunlardan biri olan “sinek avlamak” deyimi nasıl ortaya çıktı? “Sinek avlamak” deyiminin anlamı nedir? “Sinek avlamak” deyimi nasıl ortaya çıktı? Hiç merak ettiniz mi?
1959 İstanbul Yazı ve Temizlik Problemi
1959 yılının bahar aylarında İstanbul su sıkıntısı çekmekteydi. Evlere zaten gelmeyen su sokak çeşmelerinden ya az akmakta yada hiç akmamaktaydı. Yazın gelmesi ve havaların ısınması temizlik ihtiyacının karşılanması önünde bir engel teşkil ediyordu.
İstanbullunun kişisel temizlik ihtiyacını karşılayamaması nın üstüne birde konteynerlarda biriken çöplerin toplanamaması problemi eklendiğinde çoktan yaz ayları gelmiş ve hava sıcaklıkları iyiden iyiye artmıştı.
17 Ağustos 1959 Sinek Avlama Seferberliği
Sokaklarda biriken çöpler, yetersiz kişisel alan temizliği ve su sıkıntısı şehirde yoğun bir kokuya sebep oluyor bu da sinekleri cezbediyordu. Şehir sinekler için adeta bir üreme çiftliği halini almış ve bu durum sinek popülasyonunda aşırı bir artış göstermişti. Yetkililer çare olarak ilaçlama çalışmalarını hızlandırsa da bu sinekleri azaltmak için yeterli gelmiyordu.
İBB Başkanı Kemal Aygün, 160 işçi ve 25 teknisyenden oluşan ekibin sinekle mücadelede yetersiz kalması üzerine, belediye meclisini toplantıya çağırdı. Görüşmeler sırasında kimi üyeler, yanlarında getirdikleri tel raketlerle sinek avlamaya çalışıyordu.
Meclis üyeleri tüm sinekleri ortadan kaldırmanın imkansız olduğu görüşünde birleşti. Toplantı odasına kollu bir hesap makinesi getirildi. Rakamlar çarpıldı, toplandı. 1960’ta İstanbul’un nüfusu 1,5 milyondu.
Kişi başına ortalama 10 sinek avlansa, bu 15 milyon sinek ederdi ki, kent böylece beladan kurtulurdu. Daha sonra yapılan ikinci toplantıda bu karar tekrar görüşüldü ve İstanbul halkına çağrı yapılması kararlaştırıldı.
Ayrıca mücadelede yararlılık gösterenlere manevi bir ödül olarak, valilikçe aşağı yukarı “Sinek avlamakta gösterdiğiniz üstün başarı nedeniyle” şeklinde başlayacağı tahmin edilen birer teşekkür mektubu gönderilmesi kararı alındı.
Takvimler 17 Ağustos 1959’u, saatler 13.00’ü gösterirken İstanbulluların önemli bölümü ‘sinek avına’ başladı. Pencereler dışardan ‘takviye güç’ gelmesini ya da dışarı kaçmaları önlemek için sıkı sıkıya kapatılmış, aileler içinde silah taksimi bile yapılmıştı.
Resmi dairelerde, özel işyerlerinde, dükkanlarda da sinek avı tüm hızıyla sürüyordu. Saatler 14.00’e gelince, ilk ‘sinek avlama kampanyası’ resmi olarak sona erdi. Görevliler, savaş bildirisi sunar gibi bir açıklama yaptı.
Açıklamaya göre, bir saatte tam 10 milyon sinek avlanmıştı! Bu rakam elbette abartılıdır. Çünkü daha sonra yapılan kontrollerde, tüm İstanbulluların sinek avına katılmadıkları belirlenmiş, hatta sekiz kişiye para cezası kesilmiş, yaklaşık 300 kişi ve işyerine de ihtar ve uyarı cezası verilmişti.
Bu arada bazı görgü tanıkları ‘kıyımdan’ sonra sineklerin sürüler halinde şehri terk ettiğini öne sürdü. Onlara göre, bozguna uğrayan sinek ordusundan sağ kalanlar, canlarını kurtarmak için geri çekiliyordu. Ancak iddialar resmi makamlarca doğrulanmadı. Şehir hâlâ sinek kaynıyordu. Bu nedenle sinek avının her pazartesi aynı saatte toplu olarak sürdürülmesi kararlaştırıldı. Olay İstanbul’da günün konusu olurken, 24 Ağustos’taki sinek savaşına katılım daha az oldu. Ondan sonra da tavsadı, bitti.
Yorumlar