Otomobil yerine şeftali üretmeyi tercih eden Türkiye’nin hikayesi- Gümüş Motorla başlayıp Hatz’la sona eren Pancar Motor
Yerli otomobil henüz tanıtılmışken geçmişte Necmettin Erbakan önderliğinde yapılan yerli sanayi girişimleri, Gümüş Motor, Pancar Motor, Pancar Ekici kooperatifleri ve Türkiye’nin iç ve dış güçler tarafından engellenmesi hikayesine bakıyoruz. İşte otomobil yerine şeftali üretmeyi tercih eden Türkiye’nin hikayesi
Fakat yerli sanayi için gereken ekipman, fabrika ve sermayede yetersizlikler yaşanıyordu. Ağır sanayinin Türkiye için olmazsa olmaz olduğu kanaatinde olan Mühendis Necmeddin Erbakan, yerli ve milli motor üretmek için çareler arıyordu. Kendisi hem benzin hemde dizel yakıt ile çalışan tank motorunu geliştirerek devrim niteliğinde bir buluşa imza atmıştı. Genç ve atılgan olan Necmettin Erbakan yeteli teknik bilgiye sahip olsada sermaye ve tesis yetersizliği onun bileği ve deneyimini etkisiz koluyordu. Bankalardan faizli kredi almayı reddeden Erbakan, çok hisseli bir sermaye ortaklığı kurmak için işe koyuldu.
1956 yılında Nakşibendi Şeyhi Mehmet Zahit Kotku, Prof. Dr. Sabahattin Zaim, ve Korkut Özal öncülüğünde 200 ortaklı bir şirket kuruldu: Gümüş Sanayii ve Ticaret A.Ş yani Gümüş Motor.
İstanbul’da kurulan şirket Rami’de yerli fabrikanın temellerini atar. Fabrika inşaat halindeyken gereken ekipman ihtiyaçları da tedarik edilir.
1957 yılında yaşanan ekonomik krizden büyük bir ölçüde olumsuz etkilenen Gümüş Motor, üçe katlanan maliyetler neticesinde zor günler geçirsede Türkiye Şeker Fabrikalarından sağlanan finansmanla yoluna devam eder. Nihayetinde gereken ekipman iş gücü ve sermayenin tamamlanmasıyla 1960 yılımda Gümüş Motor resmen ve fiilen açılır. 12 bin metrekarelik Fabrikanın genel müdürlüğüne Prof Dr Necmeddin Erbakan getirilir.
Dokuz, onbeş ve otuz beygirlik motorların seri üretime alınabildiği yerli ve milli ilk motor fabrikası artık faaliyete geçmiştir.
Kapasitesi itibarıyla Ortadoğu’nun en büyük motor fabrikasına sahip olan Türkiye o dönemin KIA ve Hundai ‘den büyük bir motor fabrikasına sahiptir.
300 personelden oluşan fabrika gece gündüz çalışarak ürettiği motorları ihraç etmek ister.
Önce Avrupa yolu denenir ancak zaten motor üreten avrupa Türkiye’deki bu gelişmeden rahatsızlık duyar. Avrupa standartları olan 5,6 litre yakıt tüketim değeri sınırını 8,7 litre ile geçen Gümüş Motor Avrupa tarafından reddedilir. Bu sefer daha fazla ve titiz bir çalışmayla ürettiği motorları geliştirerek Avrupa standartlarının da altında 5,5 litre yakıt tüketim değerine ulaşır. Ancak bu sefer de reddedilir. Türkiye’nin sanayi alanında gelişimini istemeyen avrupa Gümüş Motor’un avrupaya ihracatının önünü kesmiştir.
Batı’nın niyetin anlayan Necmettin Erbakan, yönünü Ortadoğu’ya çevirir. Yaptığı temaslar karşılık vererek binlerce motorun Ortadoğu’ya ithalatı gerçekleştirilir.
Yabancı rakiplerine göre hem fiyat hemde performans bakımından çok çok avantajlı olan Gümüş Motor kısa süre içersinde şaha kalkmıştır.
Ancak avrupalı şirketler kötüye giden kendi satışlarından rahatsızlık duymakta ve bu gidişi durdurmak istemektedirler. Çiftçilere motor için kredi veren özel bankalar Gümüş Motor satın almak isteyenleri kapsam dışı bırakmıştır. Ayrıca avrupalı şirketler rekabeti kızıştırmak için önceleri 30 bin liraya sattıkları motorun fiyatını 15 bin liralara kadar indirir.
Tasarruf önlemleri alan Necmettin Erbakan fiyatlarını 13 bin liraya indirsede ithalatçılar fiyatlarını 8 bine indirerek Gümüş Motoru zor duruma düşürür.
Gün geçtikçe artan avrupa baskısı ülke içindeki ve ülke dışındaki kişilerce itibarsızlaştırılmaya çalışılır. 15 Mayıs 1961’de düzenlenen otomobil endüstrisi kongresinde söz alan iş adamı Enver Nahum yerli otomobil ve yerli motor girişimlerini kastederek “ Bursa’da şeftali yetiştirmek hem daha az zahmetli hemde daha karlı bir iştir” diyen skandal sözlerini sarf etmiştir.
Kuruluş aşamasından sonuna kadar baskı üstüne baskı yasak üstüne yasak alan Gümüş Motor, avrupalıların karşıtlığının yanı sıra kendi halkı tarafından da hor görülür. Türk medyası adeta Gümüş Motor’un sonunu getirmek için kampanyalar başlatır.
Gazetelerde “batıyor” “iflas ediyor” gibi haberlerle manşetlere taşınan gümüş motor yapılan yerli ve yabancı baskılara dayanamaz duruma gelir.
Bu karalama kampanyası 29 Eylül 1961’de tanıtılan ve benzini biterek yolda kalan Devrim otomobilini bitirmek içinde kullanılacaktır.
Medyanın çabası, yerli ve avrupalı kişilerin baskısıyla hisse değerleri düşen Gümüş Motor’ hisse oranı %61’i bulan Pancar Ekici Kooperatiflerinin himayesi altına girer.
Pancar Ekici kooperatiflerinin söz sahibi olmasıyla birlikte Mihendis Necmettin Erbakan yönetimden alınarak tasarımı kendisine ait olan motorların ithalatı durdurulur.
Pancar Motor olarak ad değiştiren şirket bir süre sonrada Alman Hatz şirketiyle anlaşmaya varır.
Türkiye’nin yerli ve milli ağır sanayisi hayali için siyasete giren Necmettin Erbakan burada da başka engellemelerle karşılaşır. Gümüş Motor’un şirket hesaplarında usulsüzlük yaptığıyla suçlanır.
CHP İstanbul milletvekili Ali Nejat Ölçer, DSİ’ye bozuk motor satmakla suçlar. Ancak o motorlar şu an günümüzde dahi çalışmaktadır.
Alman Hatz şirketinin himayesinde bir süre işleri iyi giden Pancar Motor 90’lara gelindiğinde mali krize girer.
Hatta SSK borçlarını ödeyemeyecek duruma gelmiştir. Kemal Kılıçdaroğlu yönetimindeki SSK, alacaklarını tahsil etmek için Pancar Motora haciz işlemleri başlatır. Gayrimenkul sarışları ile haciz işlemleri durdurulsa da daha sonra yaşanacak olan Pancar Ekici Kooperatifleri ve Türkiye Şeker Fabrikaları arasında yaşanan anlaşmazlıklar hem şirketin hem yerli motorun hemde ağır sanayinin sonunu getirmiş olur.
Bir süre elden ele dolaşan şirket kirasını dahi ödeyemeyecek duruma gelir ve fabrika 2012 yılında tamamen kapatılır.